Veteriner Hekim Çelikten: Kısırlaştırma sağlıklı yaşam sağlar

Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılmasını savunanlar olduğu kadar, bir kere bile olsa doğum yapmasını isteyenlerin sayısı oldukça fazla. Ancak veteriner hekimlere göre, hayvanların kısırlaştırılması hem sokaktaki hayvan popülasyonunu kontrol altına almayı hem de onların sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlar.

‘NÜFUS ARTIŞI KONTROL ALTINA ALINIR’

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten, kedi ve köpekleri ilk altı ayda kısırlaştırın uyarısında bulundu.

Çelikten, “Kedi ve köpeklerin kontrolsüz üremesi, sokaklarda bakımsız kalan binlerce yavrunun ortaya çıkmasına neden olur. Bu durum, barınaklarda ve sokaklarda milyonlarca kediye bakmak zorunda olan hayvan koruma kuruluşları için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Kısırlaştırma, bu nüfus artışını kontrol altına alarak sokaklarda kalan kedi ve köpeklerin sayısını azaltır” dedi.

‘ÜREME HORMANLARI AYNI ZAMANDA KANSEROJEN HORMONLAR’

Üreme hormanlarının aynı zamanda kansorejen hormonlar olduğunu belirten Çelikten, şunları söyledi: “Tüylü dostlarımızı erken yaşlarda kısırlaştırmak çok önemlidir. Çünkü üreme hormonları, aslında son derece kanserojen hormonlardır. Dişi hayvanlarda meme kanseri, pyometra dediğimiz rahim iltihabı, rahimde kistle, yumurtalık kistleri, hormon bozuklukları, cilt hastalıkları davranış bozuklukları, iştahsızlık, seksüel aktivite bozuklukları ve birçok kanser türlerine yol açabilirken; erkekler ise prostat hastalıkları, cilt hastalıkları pankreas kanseri gibi çeşitli kanser türleri, cilt hastalıkları, hormon bozuklukları, agresyon, havlama gibi çeşitli davranış bozukluklarına yol açabilir. Bu yüzden küçük dostlarımızı bir kere o duyguyu tatsın ondan sonra kısırlaştıralım düşüncesindense bilimselliği kanıtlanmış olan mümkünse o duyguyu hiç tatmamış, yani hiç kızgınlığa girmeden kısırlaştırmak en doğrusu olacaktır. Küçük dostunuzun en geç 6 aylıkken kısırlaştırılmak en doğru çözüm olacaktır.

1 yaşını doldurmasını beklemenin gelişimine bir katkısı olmadığı gibi (erkek kediler hariç) üreme hormonlarına maruz kalınması kanser riskini hemen artıracak ve kızgınlık geçirdikten sonra kısırlaştırmak, her hastada olmasa bile bazı hastalarda çiftleşmeye benzer hareketlerin içgüdüsel de olsa yapılması, davranış problemlerinin şekillenmesine sebep olması gibi sorunlara neden olabilir.”

Erkek kedide ise istisnai bir durum olduğunu ifade eden Çelikten, “Erken yaşta kısırlaştırmak yerine 1 yaşına basmasını beklemek, testosteron hormonuna maruz kalmasına sebebiyet verir. Bu durum, idrar yolunun gelişimini sağlar. Böylece erkek kedinin ileride idrar yolu hastalıklarına yatkınlığı azaltır” dedi.

‘ERKEKLERİN ERGENLİĞE GİRMEDEN KISIRLAŞTIRILMASI ÖNEMLİ’

Hayvan sahiplerinin “Bir kere olsun anneliği veya babalığı tatmasın mı? Hiç çiftleştirmeden kısırlaştırırsak doğası bozulur mu?” gibi soruları olduğunu da dile getiren Çelikten, buna şöyle cevap verdi: “Kedi ve köpekleri, hiç çiftleşmeden, kızgınlığa girmeden, halk deyimiyle o duyguyu tatmadan, anne-baba olmadan kısırlaştırılması daha doğru olacaktır. Ama siz yavru istiyorsanız; o zaman sağlığı açısından en iyisi hangisi diye sorgulamak yerine tüylü dostunuzun yavrusu olduktan sonra yapabildiğiniz en kısa sürede kısırlaştırılma operasyonunu tavsiye ederim.”

Çelikten kısırlaştırmanın faydalarına dair şu bilgileri paylaştı: “Kedi veya köpek, bir kere çiftleştiğinde, bir kere ergenliği veya bir kere anneliği tattığında devamında biz hastayı kısırlaştırdığımızda, bu hormonlar eser miktarlarda da olsa böbrek üstü bezlerinden salınmaya devam edecektir. Ayrıca hamilelikle birlikte annenin kalsiyum depoları kullanılacak, hormon dengesi bozulacak, çiftleşme sırasında bulaşabilen hastalık riskleri, gebelikte ve doğum sırasında yaşanan bir takım riskler olacaktır.

Erkeklerin kısırlaştırılmasının ergenliğe girmeden yapılması çok önemlidir. Çünkü ergenlikle birlikte agresyon, havlama, her sese zile havlama, saldırganlık, itaatsizlik, iştahta azalma, sürekli dişi arama, kedilerde miyavlama gibi durumlar ortaya çıkar. Yine pediatrik kısırlaştırılmayan hayvanlarda böbrek üstü bezlerinden eser miktarda da olsa salgılanacağından bazı davranış problemleri kalabilir.”